Bir gün bir Çirkin varolmuş, bu Çirkin o günden sonra hep varlığını sürdürmüş taki ölene dek. Bu güzel dünyada Çirkin, çirkinliğinin farkında olmadığı gibi tek gördüğü Güzel Dünyaymış. Güzel Dünya da Çirkinin farkındaymış etrafında bir sürü Güzeller varken o Çirkinin çirkinliğini görür çirkinlikten güzellik doğururmuş.
Ve bir gün bir Güzel, bu dünyada çirkinliklere yer olmadığını düşünmüş. Çirkinle Güzel tutuşmuş kavgaya. Çirkin, çirkin olmasına karşın Güzel gibi narin değilmiş.
Çirkinler acılar çekermiş hep. Acılar çirkinleşir güzellik ise merhem olurmuş Çirkinin kavgasına. Çirkin son darbesini atacakken durmuş düşünmüş “ben çirkinim demiş” işte o zaman anlamış çirkin olduğunu. Çirkin olduğundan kavga etmek istemiş Güzel ve devam etmiş Çirkin “ o ise güzel ben ölsem Güzel Dünyada bir şey değişmez çirkinliğim çirkinliğimle kalır ama Güzel, Güzel Dünyadan solup giderse Güzel Dünya acı çeker, acı çekerse çirkinleşir. “ Çirkin, Güzel Dünyanın acı çekmemesi için Güzeli öldürmemiş .
Çirkin gitmiş çok uzaklara, uçsuz bucaksız
uçurumlarından geçmiş Güzel Dünyanın. Bulamamış kendine denk çirkini yalnız kendisi
varmış yalnızca yaşamış. Yalnızlıkla dert ortağı olmuş çirkin. Çirkinin yaşı
kemale ermiş artık yaşlı bir Çirkinmiş. Güzellerden uzak bu dünyada Çirkin de
kimsesi olmadan yaşamış. Ve düşünmüş ben neden çirkinim. Yalnızken insan daha
çok soru sorarmış kendine ve daha çok soru cevaplayamazmış kendi kendine. Çirkinin hiçbir zaman cevaplayamayacağı,
cevabı gizli bir soru haline gelmiş , sorusunun cevabını bulamadan çirkin
olarak ölmüş yaşlı Çirkin.
Yorumlar
Yorum Gönder