Hissizliğim beni düşündürüyor kendime kızamıyorum bile, saniyeler boşa geçiyor her saniye öfkemle büyürken. Yediğim yemekler bile garip geliyor, tatlar eskisi gibi zevk vermiyor ,renkler ise soluk rüzgarda. Daha çok gencim, sanırım bu gençlik nefreti, masum bir nefret. Yaşlandıkça nefret azalıyor, işte o az olan nefret hiç de masum olmuyor. Birden oluyor işte, masum ya birden patlıyor her şeye, herkese. Varolmuş, varolan, varolacak herkese, her şeye nefret büyütüyorum masumiyetle.Herkesin özel bir yeri var. Herkes nefretimin bir parçası. Tüm gün nefret ediyorum, tüm koca gün. Sonra yoruluyorum nefretim azalıyor yavaşça, işin içinden çıkamadığımdan.
Sevdim olmadı, nefret ettim olmadı. Gitmem gerek ya da samimiyetsiz dünyada samimi bir şekilde rol yapmam gerek. Masum nefretim hala derinlerde kor halinde. Yaşlanmam gerek, bilmiyorum hangisi daha tehlikeli?
Erken yoruldum, her şey mükemmel olsa gene de erken yorulurdum. En çok bu yüzden masum nefretim kendim.Uyum sağlasana ne var yani, ne var bu kadar düşünmeye? Faydalı olsa düşünceler amennah, lakin bu düşünceler amennah kelimesi kadar bile değeri olmayan şeyler. Düşünür olmak için düşünürüm gibi, gibi…İşte gene gitti kafa orda birisi öldü şuan. Burda birisi ilk kez gördüğü güzel kızın ,orda birisi öldüğünü düşünmeden gömüldü dolgun dudaklarına . Şurda birisi düşünmeden taptı tanrısına ya da ilahi varlığına , orda biri ölürken burda birisi artık öptüğü kızın şimdi memesini okşarken. Ben de tüm bunlar olurken masum nefretimi dizginlemeye çalışıyorum nefretim bile işe yaramıyor napayım ben böyle nefreti, ne gerek vardı bunlara.
Ne fayda, sorgulayıp delirmeden yaşamamalı insan.
133
xx.10.2015
Yorumlar
Yorum Gönder