Ana içeriğe atla

Adsız, Veve ve diğerleri....



Mini Öykü Dialogue I (Adsız, ve Veve)

-    Kafam çok güzel ya Veve, oysa ki 35lik içtim sadece, ha bir de musiki vardı
,,* Neden içmeden benle konuşmadın ?
-    Nasıl konuşayım , ne konuşayım? Aynı zırvalarla kafanı mı doldursaydım, onun yerine gittim kaleiçinde rakı içtim o kadar iyi geldi ki Veve , uykum bile geldi, çok tatlı uyuyacağım bu gece. Saatlerce koşmuş gibiyim Veve , yıllarca sevmiş gibiyim.
,,* Yıllar boyu kimseyi sevmedin sen, kimse yıllar boyu kimseyi sevmedi. Sevgi insanlığın en gücü belki de, lakin bu büyük güç bile yıllarca sürmedi, tek bir insanda bile.
-    Nerden biliyorsun? Çok insan tanıdım , yaradanı seven, karısını seven, aşık olan, aşkı için çoğunun almayacağı fedakarlıkları alan.
,,* İncele ve gör, kazanım vardır hayatta, sevgi kazanıma dayanamz, kazanmak için sever, kazandıkça sevmeyiz, sever görür alışırız. Sevgi, korkuyla özdeştir, yaradan mevzusunun büyük bir kısmı bundan ibarettir, korku insanı ehlileştirir. Korkuyu sevmek en büyük zaferidir insanın.
-   Veve, kafam o kadar güzel ki şuan dediklerini nerdeyse hiç anlamıyorum. Gene de iyi ki varsın, birazdan uyuyacağım , dikkat et kendine ve sakın bir zamanlar yaptığın gibi ortadan kaybolma. Görüşürüz.
,,* Rüyanda yaşa, yaşamını tekrarla , ve öl , ölürken rüya gör, rüyan yaşamın olsun.  Hiç bir zaman bileyemeyeceksin, kimse bilemeyecek, bazen insan olmadığıma seviniyorum ve görüşürüz.














Mini Öykü Trialogue II (Adsız, Veve ve Yalnız)
,,* Çok sıkıldım gezegen gezegen gezmekten,farklı farklı dünyalardan, nerdesin?
-    Vay be veve, ben konuşmadan konuşacağını hiç düşünmezdim. Ne oldu da sıkıldın? Sen ki  bilgelerin bilgesi, gerçekliğin hiç varolmamış hiçliği, nasıl oldu da her şeye dokunabilen sen, sıkılarak benim gibi adsızla konuşma gereği duyabildi?
,,* Bilgelik,farkındalık ve hiçlik sanıldığı kadar büyük oluşumlar, eylemler değildir. Ben ki hiç bir zaman bilge olmadım, sadece ve sadece anın hiçliğiydim, ete kemiğe bürünmeden yaşadım anı. Varlığın yokluğundaydım. Bilemedim tüm zamanı, tek bir anı bildim o da şu an, ne ölümümü bildim, ne de doğumumu. Sen ki adsız ne ölümün var aklında ne de doğumun. Ben hiç var olmadım.
-   Gene aklımı karmançorman ettin gelir gelmez veve. Ne güzel yaşamıştım günlerimi, en son görüştüğümüzden beri mesleki gelişim kazandım, yedim, içtim, arkadaşlarımla oldum. Neden bunları söylüyorsun da anlamadığım zırvalarla başımı döndürüyorsun?
,,* İnsansın sen, en çok insanla doyarsın, insanla bile doyamazsın. Sen ki adsız senin gibi insanlar , insanla doyamayan insanlar, ihtiyaçlarını benim gibi hiçliklerle paylaşırlar. Bazen ben bile yetmem, zaten boşuna mı geldi yalnız, onu da hiç sevmedin , ben de bir türlü sevemedim. Bak nasıl geliyor kendileri gene, başka laf konuşmadan hiç değişmeyen baki ses tonuyla, beni çileden çıkartacak gene, keza seni de.
!? Yalnızlığım, yalnız.
-   Hoş geldin yalnız, nasılsın iyi misin ? keyfin sıhhatin nasıl ?
!? Yalnızlığım, yalnız.
,,*Bıraksana şunu, ne buluyorsun şu yalnız da hiç anlamıyorum.
-   Derdini söyleyemiyor ya, herkesle ve kimsesiz ya, aslında tıpkı senin gibi veve, o yüzden çok severim yalnızı.
!?  Yalnızlığım, yalnız.
,,* Acizin teki bu yalnız, nasıl bir varlık hem yalnızlığından bu kadar rahatsız olur, diyar diyar gezer ve sadece yalnızlığını arar, yalnızlığından kaçarken nasıl olur da yalnızlığını arar, nasıl olur da üzülür kendine, yalnızlığına ve sonrasında bile bile yalnızlaşır. İnsanlığınıza üzüldüğüm kadar bile üzülemiyorum yalnızın bu haline.
!?  Yalnızlığım, yalnız.
,,* Sus be yeter anladık, yalnızsın.
-    Dinleme sen veve’yi yalnız, boş ver hem bak daha biz çağırmadan kendisi geldi.
 ,,*Geldiğim gibi gidiyorum adsız, diyeceklerim dendi, demeyeceklerime karışarak. Yaşadığınız hayat beklenmedik söylemler içerisinde bulundurabiliyor her şeyi, hiç bir şeyi de. Bir daha  ki sefere görüşmemiz daha yakın olur, ama emin ol yalnızın olmasını istemem ve görüşürüz.
-    Darılma bana veve, sana saygı duyduğumu bilirsin. Gitmeye de kararlıysan elimden bir şey gelmez elbet görüşeceğiz. Dikkat et kendine , görüşmek dileğiyle hoşça kal ve görüşürüz.


Mini Öykü Trialogue III (Adsız, Veve ve Yalnız)
-   Hey Veve, bu sefer çağırıyorum seni, neredesin? Heeeeeeey!!!!!
,,* Burdayım, adsız sakin ol, daha önce söylemiştim sana, hiç bir yerdeysem, her yerdeyimdir. Yoksam varolurum tıpkı şu an gibi. Ne oldu? Yüzündeki bu düşünceli, telaşlı halin sebebi ne?
-   Veve, çocukluğuma döndüm bugün, çocukluğumdaki iç içe , insanların sıcaklığını hissedebildiğim bir ailenin evine gittim. Hem mutlu oldum hem de düşüncelere daldırdı bu sıcaklık bu mutluluk Veve. Neden böyle oluyorum ben, söylediklerinden kaçıp, hayatı yaşamaya çabalıyorum, olmuyor Veve olmuyor. Hiç bir yere ait hissedemiyorum kendimi. Her yerde sırıtıyorum, güzel bir gülümseme değil bu bendeki, uyumsuzum.Ayarsızım aynı zamanda. Çok samimi olduğum insanlarla birden ciddiyet bekliyorum, onları anlayamıyorum Veve. Kendimi anlayamıyorum Veve. Kendime sıkışmış durumdayım. Belki bir kız olsaydı, bir süre idare edebilirdim.
,,*  Adsız sen insansın, kısıtlısın en nihayetinde. Hiçlik ve varlık birbiriyle karıştığı andan beri olan her şeyin bir açıklaması ve nedeni var Adsız, bu konuşmamızın bir nedeni var. Kendini yok etmelisin adsız, tekrardan doğacaksın, hemen öldürme kendini, önce bul. Mutluluğunu arayan insanlığın var olmasının sebebi var, ne yazık ki kısıtlı aklınız hiçbir zaman bunu anlayamayacak aciz dostum. Biraz bana inanıyorsan, bütün ölümlerin, bütün o açlığın, bütün o şiddetli doyumsuzluğun bir nedeni var.Şimdi gitmem lazım, zamansızlık benden yana olmasına rağmen sözlerim şimdilik bu kadar, hoşça kal ve görüşürüz.










Mini Öykü Trialogue IX ( Adsız, Veve ve Tanrı/Yaradan)
·   Veve ve Adsız , beni hatırladınız mı?
,,* Hatırlamaz olur muyum yokluğumdan , yok olduğum andan itibaren seni düşünüyorum.
-    Veve kim o konuşan, neden göremiyorum onu ve neden sesi tüm vücudumu etkiliyor. Sanki vücudumu ele geçiren bir ses. Hem huzurlu hem korkutucu hem de öfke dolu.
·    Adsız beni tanımamana şaşırdım doğrusu, insan tüm nefesi boyunca Tanrıya tapar da, yoktan ses duyduğu zaman bunu Tanrıyla bağdaştırmaz mı? İnanan biri değil misin Adsız? Bana inanmıyor musun ?
,,*  Ey varlık, neden adsızla karşıma geldin? Beni sen mi yarattın?                                                  -   Hey hey durun bir dakika, Veve sen de sıranı bekle.
·    Öncelikle, Adsız seninle başlıyalım,  sen bu dünyadaki en aciz, en basit, en -içten içe- huzursuz insansın. Sana gelince Veve , seni ben yaratmadım. Yokluğu görür varlık, Veve sen adsızın yaratığı bir hiçliksin, kendini var etme çaban bundandır. Adsız ise tıpkı kendi yarattığı sen gibidir.Adsız da hiç varolmamıştır aslında, ölümü arzulayan huzursuz varlığı yüzünden.
-Sana inanmıyorum. Aciz, basit, huzursuz hatta ve hatta ölümü arzulayan varlığım senin Tanrı olup olmadığına inanmıyor. Hem diyelim ki sen Tanrı olsan bile neden benimle ve neden şu an konuşasın ki ?
,,* Beni Adsız yaratmış olamaz, saydığın sıfatlara ait biri benim gibi evrenler gezen bir hiçliği yaratamaz.
·   Öncelikle bu yükselen, öfkeli enerjinizi dizginlemelisiniz.Adsız senle başlayalım gene. Süre gelen hayatta sadece senle konuşuyor olmam seni yücelten değil tam aksine aşağılayan bir durumdur.İnsanlığından uzaklaştığındandır. Hiç varolmayan sen, sadece mutlağın parçasının parçası olduğunu unutarak kendini var etmeye çabalıyorsun ve bu da yetmezmiş gibi içinde bulunduğun çabayı aşağılıyorsun. İşte bundandır senle konuşma sebebim. Ölümün yakındır. Huzuru bulacaksın kendini aştığın zaman. Veve sen ise mutlağın parçasısın. Beni görebiliyorsun ama adsıza anlatabilecek durumda değilsin, zaten adsız da anlayabilecek kapasitede değil.Evrenleri gezmende ya da geçmişte gelecekte bulunmanda hiçbir absurd yan bulunmamaktadır. Sadece var olmaya çalışma, senin huzursuzluğun ise var olma çabandır.Dostunuz Yalnıza benziyorsunuz.
,,*Gene mi şu lanet Yalnız, bir kurtulamayacak mıyız ondan?Yaradan olan Varlık hala neden bizle konuştuğunu anlamamaktayım. Sadece tek bir dileğim var beni var et.
·   Ne yazık ki Veve , bunun mümkünatı yok. Şimdilik senden isteğim beni Adsızla baş başa bırakman, hiçliğini hissettirmen.
,,* Her zaman hiçlik olarak var olucağım ve görüşürüz.
-   Sen Tanrı değilsin, tüm bunlar aklımın bana oynadığı birer oyun ve ben uyanacağım bu kabustan.
·  Akıl, sahip olduğun tek şeydir adsız, eğer aklın bir oyun diyorsa Tanrı ile konuşmana,  oyundur tüm bunlar. Bundadır ki şimdi geldim, senle konuştum. Her oyunun bir yeri, bir anı vardır. Her oyun sonludur, bitmelidir. Her oyun bir kaçamaktır. Çocuklar hayattan kaçmayı sever.Çocuklar illüzyonu sever. Hayat illüzyonun ta kendisidir. Ben, yani sen ve herkes farkında olmadan aynılığın küçük parçaları, kendilerimizin sihirbazlarıyız. Sen, sihirden yoksun olduğun için ve uyanma zamanın geldiği için seninle konuşuyorum.
- İnsanlara anlatsam bana inanmayacaklardır. Hatta ve hatta bazıları beni linç etmek bile isteyeceklerdir. Veve yetmiyormuş , Yalnız yetmiyormuş gibi bir de sen çıktın. Tanrım. Delirmem gerekiyor sanırım. Hoş zaten sınırındayım ya delilikle aptallığın. Neden var ettin beni.
·  Tanrıya sorup duruyorsunuz hepiniz “ Neden var ettin beni, neden geldim bu adaletsiz dünyaya”. Peki ya ben de bu sancıları çekiyorsam ve sıkıldıysam bundan paylaşacak varlıklar yaratmış olamaz mıyım. Sizler de benim tanrılarımsınız. Hayatı hep bir anlama sığdırmaya çalıştınız. Hayatın bütünü, hayatın anlamının olmadığı. Hayatın bir anlamanın olmadığını bir türlü göremediniz bu da benim işime geldi. Zaman yarattınız, sonra takıldınız ona saatler saatler boyu, sonsuzluğunu göremediniz. Geriye dönemediniz.Veve bunun farkında, böylece hiçbir yerde. Zayıf noktası yokluğunun yüzüne vurulması. Ben ise her yerdeyim, evrenim, hiçliğin bütünüyüm. Sen ise Adsız, kimsesiz bir adsızsın. Zamansız, haksız, yalnız bir adsız. Uyanma vaktin geldi Adsız ve görüşürüz.
Sen Tanrı değilsin, sen Tanrı değilsin, sen Tanrı değilsin, sen Tanrı değilsin, sen Tanrı değilsin, sen Tanrı değilsin, sen Tanrı değilsin ve görüşürüz.




Mini Öykü Trialogue V (Adsız, Veve ve Katil)                                                                                                                                 
  (Adsız tek başına karanlığın ortasında oturuyordur,sesi kısıktır.)
-  Kendimi anlamıyorum. Artık sürekli bunu düşünüp, insanlarla sürekli bunu konuşuyorum. İnsanlara kendimi anlamıyorum dedikçe, insanlarda beni anlamıyor. Kendime zarar veriyorum artık, yapılması gerekenleri gene yapmıyorum,yapılmaması gerekenleri nereden geldiğini tahmin edemediğim dürtüyle, heyecanla yapıyorum. Kedi olmak istiyorum. Belki de bir kediyimdir ben.
,,* Adsız gene saçma saçma konuşmaya başladın.
-    Hah, Veve geçen gün gördüğüm rüyadan sonra aklım yerinde değil. Seni çağıramadım bile, iyi ki geldin. Sana rüyayı anlatmalıyım. Rüya olduğunu idrak etmem uzun sürdü.
,,* Sakin ol öncelikle, rüyalarında yaşa demiştim orda kaybol dememiştim. Bir rüyanın etkisinde bu kadar  kalmamalısın, yoksa senin gibi bir adsız, herkes olabilir
-   Veve, Tanrı benle konuşmuş olmalı rüyamda. Ne kadar inkar etsem de Tanrıyı, olmadığına  inkar ettiğim kadar da inandım. Hem sen de vardın orada, hatırlamıyor musun?
,,* Hiçbir zaman var olamadım. Rüyalarımız ise var olmayan yegane şeyler. Tıpkı birer öngörü ya da duyu görü gibi düşünebilirsin.
(Veve cümlesini bitirir bitirmez karanlığın içinden irice bir insan girer. Giren katilin ta kendisidir.)
+---Ölümün kılıcı, amansız , acımasız, infaz edenim ben. Cellatıyım yaşayan her şeyin. Senin gibi bir adsız böyle dipsiz karanlıklarda ne arar?
-     Bee be been sadece dostumla konuşuyordum.
+---Dostun mu ? Sen ve benden başka kimse yok burada, ölüm bile yok, hayat da hatta ve hatta Tanrı bile yok burada.
-     Dostum Veve görünmezdir. Sesi vardır,duyulur. Hissedersin onu. Veve , Veve konuşsana, heeey!
,,*   Katil,son ölümün senin ölümün olucak, ne kadar öldürsen de insanları, acı çeke çeke, ızdırap dolu bir ölüm seni bekliyor olacak seni. Hem de adsız birinin elinden.
+---Kim var orada, kimsin ?(Katil bağırmaktadır) Kimdir bu konuşan Adsız? Çabuk söyle bana
-     Dediğim gibi dostumdur kendileri, hiçlik ta kendisidir. Zaman dışı bir hiçliktir o.
+---Tanrının, hayatın, var olmadığı bir gerçekte hiçlik nasıl var olur da konuşur. Ey kudretli ses, yoksa yaratıcının kendisi midir senin yokluğun?
,,*  Ben tanrı değilim ama yanındaki Adsız, Yaradan ile konuştuğunu iddia ediyor rüyasında. Belki de adsız dediğin öldürmekten bir an tereddüt etmeyeceğin bu aciz insan bedeni Tanrının ta kendisidir.
+---Kimsiziniz siz? Bir Adsız ve bir ses. Deliriyor muyum yoksa, öldürdüğüm insanlar mısınız yoksa? Canımı mı almaya geldiniz?
+---Daha öldürülecek çok insan var, biz onlar değiliz ama dediğim gibi sonun adsızın birinden olucak. Katil ölümdür sonun.
-     Katil beni anlıyor musun?
+---Seni öldürmek istiyorum, siz beni öldürmeden gel buraya!!!
(Veve, Adsızı karanlığın içine saklar, karanlık varlıkların gözleri karanlığı görmez)
,,* Adsız kaç burdan, bir daha bulamayacak seni. Katillerden uzak dur ve görüşürüz.
-    Veve ben iyi değilim. Neden durdurdun Katili? Ölmeliydi Adsızın teki.Anlamıyorum kendimi ve görüşürüz.











Mini Öykü Trialogue VI (Adısz, Veve ve Kadın)

-   Veve neredesin, çok kalabalık bir yere geldim. Oysa ki sessizce, sessiz bir yerde kitap okuyacaktım.Böylelikle kendimi mutlu edecektim. Şimdi ise insanların tam ortasında seni arıyorum, yardımına ihtiyacım var.
,,*Adsız, sevgili Adsız uzun zaman oldu görüşmeyeli. Nerde olursan ol gelirim ben, sadece çekinme benimle konuşmaktan. Kalabalığın içindesin ama kimse senin farkında değil, öyle ki olmadığını düşündükleri beni, senle konuşurken fark etmiyorlar. Kuru gürültüden başka bir şey değiller tıpkı senin düşüncelerin gibi. Sen kalabalığın içinde bile değilsin.
-  Offf Veve off neredeyim o zaman ben, nerede ???
,,*İçinde bulunduğumuz , dünya dediğiniz ve uzayın içinde bulunan evrendesin. Sonsuz bir yer. Ama siz benim gibi değilsiniz. Taşımak zorunda olduğunuz bedenleriniz var. Bedenleriniz ise zamana takılı. Bazen lanetlenmişsiniz gibi geliyor aciz bedeniniz. Sonsuz varlıkta, sonsuz varlığınız küçücük bedenlerinize takılmış ve siz kendinizi yenilmez, unutulmaz varlıklar olarak görmüşsünüz. Ne kadar trajik bir olgudur bu. Sen Adsız , sen hatırlanmayacak olansın.Buna alışsan iyi edersin yoksa kalabalığın dışında kalırsın.
-   Veve sen her şeyi bildiğini sanıyorsun. İnsanları anladığını sanıp, söylemlerde bulunuyorsun. Herkesi aynı kefeye koyup tartmıyorsun bile,sadece kefeye koyup yargılıyorsun insanları, insanlığı. Erkekleri, kadınları, çocukları, yaşlıları hepimizi bir tutuyorsun. İnsanlar inanırlar, inanmaları bile onların hatırlanmalarına yetecektir. Varlık her zaman insanlığı hatırlayacaktır. İnsanların varlığı yadsınamaz bir gerçek.
,,* Ne oldu da birden düşünür kesildi benim küçük Adsızım. (Sözü kesilir )
-    Ben senin küçük adsızın değilim, sadece adsızım. Kimsenin olmayan biri, adsız.( Hiddetlenmiştir Adsız)
,,*Neden anlamıyorsun tüm bunların öneminin olmadığını. Beyhudelik her şey. Hiçbir şeye sahip olamadığın bu dünyada yaşamak senin seçimin. Çabalamak zorunda bırakan bu his, beyhudeğilin somut örneği. Tutsaksınız yaşama. Tutsaklığı hoş kılan süsleriniz var. Kadının erkeği, erkeğin kadını var. İnsanın insanı var. Beyhude insanlar, insanlık.
-   Sen insan olmadığın için kıskanıyorsun, ondan bu kadar yeriyorsun bizleri.
,,* Hadsizleşme Adsız!!!
-   Gitme zamanın geldi artık ve orda bir kadın bana bakıyor.
,,*Kadınlar her zaman önce bakar, sonra  sonrası sizin için iyi değil ve görüşürüz.
-Hadi! Hadi git artık ve görüşürüz.
(Kadın, Adsızın yanına gelir)

(  )Bayım iyi misiniz? Sayıklıyor gibisiniz ve hasta gözüküyorsunuz.
-Evet evet iyiyim teşekkür ederim, bir şeyim yok. Sorduğunuz için teşekkür ederim, sadece kendi kendimle konuşuyordum.
(  )Kızgın bir kendiniz olmalı. Bir ara sayıklamaktan öteye geçtiniz. Endişelendim sizin için.
-   Kusura bakmayın rahatsız ettiysem sizi. Herkes kadar tartıştığımı düşünürdüm kendimle, adsızın tekiyim işte. Kalabalığın ortasında, bir kadının dikkatini çekebileceğimi hiç düşünmedim.
(  )Aaaaa demek o Adsız sizsiniz. Tanıştığıma çok memnun oldum, ben Kadınım. Sizin hikayelerinizi öykülerinizi çok duydum. Şanınız her yerde.
-   Hatanız olmalısınız hanımefendi, ben sıradan birisiyim, Adsızım.
(  )Tamam işte, evet siz o kişisiniz. Sıradan Adsız. Herkes gibi olan adsız. Herkes tanır sizi. O kadar sıradansınız ki , sizi sevmemek, beğenmemek imkansız. Çok güzelsiniz.
-   Çok teşekkür ederim hanımefendi, sağolun.
(Adsız utanır, biraz sonra durumdan keyif almaya başlar)
(Adsız ve Kadın birlikte olurlar)
(Artık Adsızın hayatında Kadın vardır)
-   Kadın iyi ki geldin, iyi ki benim gibi bir adsızlasın.Nasıl sıradan olduğumu unutma, nasıl kimsesiz olduğumu da.
(  )Sen de iyi ki varsın Adsız ve görüşürüz.
-   Seni seviyorum Kadın ve görüşürüz.












Mini Öykü  Dialogue VII (Adsız ve Veve )

,,*Adsız, Adsız neredesin, neredesin ey Adsız??!!!

(Adsızı arayan Veve, insan heyecanı barındırıyordur hiçliğinde. Veve kaybolmuştur. Adsız ise dünyada insanlar arasındadır, her zaman yalnız olduğunu düşüne düşüne, farklı olduğuna inana inana, insanların arasına karışmıştır. Ne aklında Yaradan vardır, ne Katil, ne çok sevdiği Yalnız, ne ona herkesten daha farklı yaklaşan Kadın vardır. Adsız Veveyi unutmuştur.)

,,*Hayıır, hayııır, hayıır , hayııır, hayır !!!

(Veve ile konuşan kimse yoktur. Kimsenin olmamasıdır kabul edemediği, kendisinin olmamasıdır kabullenemediği. Hiçliğin farkındadır.)

,,*Yokum, var olamadım, güçlüyüm. Yokum, var olamadım, kimsesizim. Yokum, var olamadım, sonsuzum.

(Veve, insanlaşma çabasında kendi ile konuşmaktadır ama başarısız olur çünkü kendisi de yoktur. Cevap yoktur onun için, sorusu sorulmamıştır.)

-Veve, Veve neredesin? Heeeeeeeeeeeeeey!!
,,*O kadar muhtacım ki size, sana . Sen teksin benim yokluğum için. Sıradanlığı o kadar arzuluyorsun ki ben var oluyorum sesim çıkıyor, geziyorum zamansallığınızda.
-Ne oldu, ne oldu da her şey yolundayken, ben insanlarla ömrümü tüketirken, ben tükenirken, ne oldu da gene çekildim varlığımdan bu katlanılmaz, illet boşluğa. Neden ihtiyacını duydum senin gibi bir varlığın?
,,*Yokum, var olamadım, varlığımsın. Seni bu hisse çeken benim, bu hissin kaynağıyım ben. Beni yok eden sizlersiniz ve görüşürüz.
(Adsız şaşkındır, boşluğa çekilmiş benliği afallamıştır. )
-Görüşürüz. (kimse duymamıştır sesini, ne kendisi ne de Veve)



Mini  Öykü Dialogue VIII  (Adsız ve Veve)

- Veve bir sürü, bir sürü zaman geçti konuşmayalı seninle. Gene sana kaldım,sen benim kaçtığım yersin. Diyeceksin ki, neden bu kadar uzun zamandır kaçmadın insanlardan,sığınmadın neden diye sormanı çok iyi anlarım.
Biliyorum hep şikayetçiyim sana, hep bir yorgunum genel olarak, git-gellerim çok biliyorum, ne yapayım sen söyle Veve. İnsanım ben insan Veve, ne yaparsam yapayım sönmüyor bu ateş, sönmüyor bu huzursuz his. Sönecek yolları fark edip o yollara girmeye çalışıyorum. Olmuyor. Didin, didin, uğraş, uğraş ulaşamayacağın yerdesin. En mutlu anında gelecek bir sonraki anı hapsetmek istiyorsun, olmuyor. Olmuyor Veve. Neler yaşandı neler, neler yaşayacağım daha neler. Ölmek bile istemiyorum, içimden gelmiyor. Aslına bakarsan sorun hep aynı oluyor bu hissizliğin. Daha doğrusu hislerimin sonu hep hissizlik. Ne anlatayım sana Veve bilmiyorum ki. Geçen sürede ne yaptığımı öğrenmek bile istemiyorsundur.
,,* Yaşananların hiçbir önemi yok Adsız. Çoktan yaşadın tüm anlarını,çoktan geçti dünün,bugünün. Yarının çoktan geçti. Hayatında yani o tek bir anında senle olmak isteyen insanlara ol. Onlar seni mutlu etmek için  elinden geleni yapacaktır. Sen adsız, sen başkalarını mutlu etmek için didişirken, onlar tek bir anlarını senle paylaşmak istemiyorsa kendini daha fazla yorma. Mutluluk karşılıklı, zorlanmadan olan sonlu bir andır. Mutlu ölmeye bak. Tüm bunları gördüm. Adsız bunları gördüğüm için şimdi geldim. Ne daha erken, ne daha geç. Başaracaksın adsız,senin bir adın olacak.
- Ben bir ad istemiyorum. Ben  sadece onu istiyorum.
,,* Onu neden istiyorsun adsız?
- O kadar çok ki sebepler, nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Her anım onu çağrıştırıyor bana, en ufak görüntü,en alakasız ses onu duyuruyor. Gel gör ki, asla onu duyamayacağım.
,,* Ne dedim sana, bu durum için üzülmek kendini öldürmektir.  Yapmamalısın bu hatayı, mutluluğun peşine düş, senden kaçıyor zira. Umudunu yitirme. Olması gerekenler çoktan oldu, kabul et ve görüşürüz.
- İyi ki varsın Veve ve görüşürüz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ölünce Gülümser İnsan

Yıllardır otururduk karşılıklı, bir o konuşmazdı bir ben. Çok önemli değildi ilk başlarda hangi duygularla dolu olduğunu anlayamadığım sessizliğimiz. Herkesle konuşabilirdim, onla konuşamadığımdan oldu tüm bunlar ama onu hiç suçlamadım. Konuşmanın, derdini anlatmanın hatta ve hatta derdini yazmanın ne demek olduğunu bilmiyormuşum. Onla her şey sadece ve sadece gündelik işlerden, nasılsından ibaretmiş. Geçmişi olduğunu çok sonradan öğrendim. Geleceği hakkında da şüphelere sahiptim hep. Şimdilerde düşünür oluyorum acaba gizli gizli birileriyle mi dertleşiyordu ya da bir yerlere mi yazıyordu ya da sadece öylece boşluğa mı bağırıyordu hatta ve hatta sadece boşluğa mı bakıyordu da bu insanlığın paylaşmak dediği dertlerin, sıkıntıların, hafifletme çabasını sağlamış oluyordu. Ne oldu da bu hale geldi hala anlamlandıramıyorum. Nedeni hala soramadım babama. Babamla hiç sarılmadık, babamla hep tokalaştık. Tokalaşmak ne büyük bir heyecandı, başka insanlarla tanıştığımda zevkle onların e

YÜZÜK

                                   Çok az şey öğrendim hayattan. Sanırım en önemlisi hayattan bir şeyler öğrenmenin ne kadar zor olduğunu   öğrenmekti; büyük çabalar sonucu hayattan çalabildiğim bir ders oldu bana ama belki de ben anlamamak istemedim bir türlü, bu kadar güzel ve temizken hayat. Üzülerek öğrendim hayatın ölümle ölümüne savaştığı acı sonu, beni daha yenemedi ama sevdiklerimden bazılarını vahşice aldı benden ve bana tek bir şey bıraktı. Kararmış bir yüzük ve sonrasında ona sahip olduğumu düşündüm. Eğlendim , güldüm , ağladım, lakin en çok güldüm sevdiğim insandan kalan kararmış yüzük parmağımdayken. Bir gün, herkesin sahip olduğu, o bir gün kaybettim yüzüğü.Yüzük parmağımdayken onun ölümüne ağlamamama rağmen yüzüğün yokluğuna da ağlamadım. Aradıysam da bulamadım yüzüğü. Sonra eve dönmeye koyuldum   yıldızlara bakıp düşünürken ve kediler geldi yanıma, üzgün gördükleri için sanırım ve ben de yürümeyi bırakıp oturdum onlarla. Parmağımda olması gereken yüzüğü arıyorlar

Kim bu adsız?

      Adsız yazıldığı üzere ismi olamayan biri.       Dünyada varolmuş, varolan ve varolacak her şeyin bir adı bulunurken isimlerin önemini pek düşünmemişizdir. İsmi olmayan birinin ne önemi olabilir ki? İsimlere takılmadan, isimleri olsa da hatırlanmayanlar için bu yazılar adsızdan gelmektedir.Adsızlık sıradanlığın yansımasıdır. Naçizane yayılanacak olan yazılar, Laszlo Krasznahorkai'nın "Savaş ve Savaş" romanındaki huzursuz Korin'in dürtüsüyle buraya aktarılıyor olucaktır. Ebediyete iletebilmek için. Adsız olan ebediyette de var olacaktır.            Birbirleriyle ilişkili olan ve olmayan bir çok yazının ortaya çıkmasını sağlamıştır, adsızın düşünceleri. Nitelikli olup olmadığına bakılmaksızın, yazım yanlışlarına ve noktalama işaretlerine dikkat edilmeden, anlamsız ve basitlikleri önemsenmemeksizin aktarılacaktır buraya.           Adsızı anlatmaya çalışmaya gerek yoktur, kim bu adsız sorusunu doğuran merağa gerek olmaması gibi.